top of page

Finlandiya'nın Türkiye Düşmanlığı ve İslamofobi

Türkiye’nin onayıyla Finlandiya 4 Nisan 2023’ten beri NATO’ya üyedir. Dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu herhangi bir sorunun olmadığını iletmişti Finlandiya ile ki İsveç’te yaşanan Kuran yakma olayına benzer durumlar Finlandiya’da bulunmuyordu. İsveç’teki gibi provokasyonların olmamasından dolayı Finlandiya’ya sempati duymak veya eksik ele almak doğru değildir. Finlandiya'nın geçmişi İsveç kadar karanlıktır. Finlandiya’nın NATO üyeliğine ışık tutmak Rusya kuzey sınırının ABD emperyalizmi tarafından çevrelenmesine olanak sağlamaktır ki bu durum bizi batıda Yunanistan ile sıkıştıran, güneyde PYD ile kıskaca alan NATO’nun zihniyetine alet eder konuma getirdi. Sayın bakanın söylediklerine ekleyecek çok şey var… Herkes Finlandiya denince ren geyikleri, Nokia, Noel Baba vb. gelir. Size peki Finlandiya’nın en ırkçı ve İslam karşıtı toplum olduğunu söylesek, 2015’te başkent Helsinki’de cami yapımına müsaade verilmediğini anlatsak, FETÖ’ye ciddi destek verip Fin medyasında


Türkiye düşmanı haberler yaptığını yazsak inanır mısınız?

Pew Research Center tarafından 2018’de yapılan bir araştırmaya göre Finlilerin %62si İslam’ı kültürel ve milli değerlerine aykırı görürken %28i bir Müslüman’ı ailelerine etmeyeceklerinden bahsediyor. %14ü ise bir Müslüman komşuya bile tahammül edemeyeceklerini anlatıyor. 15 ülkede 25.000 üzeri katılımcının olduğu bu araştırmanın sonucunda en ırkçı ve İslam karşıtı toplumun Finlandiya olduğu sonucuna varılıyor.


2016’da Odin’in Askerleri isimli ırkçı bir örgütlenme birçok şehirde Müslüman göçmenlere karşı protestolar düzenlemiş, birçok Müslüman’a şehrin ortasında kin kusmuşlardır. Liderleri Mika Ranta, kendisini nasyonal sosyalist, diğer bir tabirlere NAZİ olarak tanımlamakta ve birçok şehirde 500’ün üzerinde üyeleri olduğunu belirtmiştir. Finlandiya polisi ve istihbaratı tarafından olası şiddet eylemlerine karşı devamlı takip edildikleri de bilinir.


2015 yılında Finli Müslümanlar başkent Helsinki’de eski bir organize sanayi bölgesinde 1200 kişi kapasiteli bir cami yaptırmak için belediye meclisine önerge sundular. Projenin giderleri komple Bahreyn tarafından karşılanacak, Finlandiya hükümetinin cebinden 1 kuruş para çıkmayacaktı. Sonuç, caminin kurulması reddedildi… 2017’de Jan Vapaavuori adlı ırkçı belediye başkan adayı “Seçilirsem caminin yapılmaması için elimden gelen her şeyi yapacağım” diye halka vaatte bulundu, İslam karşıtı Helsinki halkı da kendisini akabinde belediye başkanlığına getirdi. 2 sene proje bekletilmiş, sonunda da zulümle kutsal mabet yapımı engellenmişti. İçişleri Bakanı Tarja Mankkinen de ibadete katılımın Fin toplumuna aidiyet hissini azaltacağından camii yapımının güvenlik riski taşıdığından bahsetmişti. Camii projesinin sahibi Oasis Vakfı, Finlandiya’ya ait yasal bir Fin vakfıdır, proje müdürü Pia Jardi hanımefendi sonradan İslam’ı seçmiş saf bin Finlidir. Neyin güvenlik önlemi bu? %70’ten fazlasının ateist olduğu, kiliselerinin boş kaldığı Finlandiya, neden şehre uzak bir inşaat bölgesinde camii yapılmasına karşı? Üstelik tek kuruş para da ödemeyecekken… Tek kelime ile: İslam düşmanlığı.


İslam düşmanı ırkçı partiler de mecliste koltuk sahibidir, bunlardan bir örneği Finns Party’dir. 2012 senesinde İngiltere merkezli Finnish Defence League(FDL) organizasyonu ile ortak bir protesto düzenlemişlerdi İslam’a karşı. Protestoda İsrail bayrakları sallanarak nefret söylemleriyle Müslümanlar kışkırtılmaya çalışılmıştı. Tampere Üniversitesi araştırma görevlisi Jussi Jalonen, Finns Party üyelerinin çoğunun ırkçı Suomen Sisu derneğiyle bağlantıda olduklarını beyan etmişti.  Finns Party milletvekillerinden Olli İmmonen, İslamlaşmanın Batı Avrupa’nın yaşadığı en büyük problemlerden biri olduğunu, İslam’ı eleştirmenin de bir sakıncası bulunmadığını iletmişti protesto sonrası.


2019 yılında 2 camiye farklı zamanlarda saldırı gerçekleşmişti. Birinde Oulu şehrinde bir camiye sis bombası atılmış ve camları kırılmıştı. Diğeri de Doğu Helsinki’nin Mellunmaki mahallesindeki bir caminin duvarına küfür ve İslam’a hakaretvari sözlerin yazılmasıyla gerçekleşmişti.


Türkiye karşıtlığı ve FETÖ mevzusuna gelelim... Sırf Kuran yakılmadı diye bu kısmı göz ardı etmeyelim. 2013 yılında Ulkopoliittinen Instituuuui(Dış Politika Enstitüsü) genel yayın yönetmeni Joonas Pörsti, FETÖ’yü öven ve Finlandiya’daki yapısını genel itibariyle ele alan bir makale yayınlar. İlk röportaja Niğdeli bir öğrenci olan F. Delice ile başlar, Gülen cemaatinin gelecek için etik değerleri öğrettiğine ve kadınların ufak bir ücret karşılığında yurtlarda konaklayabildiğinden, sosyal hizmetlerden istifade edebildiğinden bahseder. Bununla birlikte FETÖ’nün Türkiye’nin gelecekteki elitleri yetiştirdiğini yazar. Helsinki şehri, Viikki kampüs alanında Finlandiya Diyalog Derneği yine cemaat tarafından kurulmuş bir kurumdur. Derneğin gezi ve sosyal aktivitelerine katılan birçok ünlü akademisyenler bulunuyor, bunlardan biri de küresel ilahiyat alanında uzman Yardımcı Doçent Ville Paivansalo’dur. Joonas Pörsti, makalesinde ayrıca Kielo International School of Dialog adlı cemaat derneğinin başkanı S. Aydoğan ile de röportajlarını kaleme alır, Süleyman Aydoğan Gülen cemaatinin nasıl Finlandiya’da kök saldığı gibi konuları anlatır.


Fin medyası da Gülencilerle oldukça yakındır. Finlandiya’nın provokasyon kanalı YLE News, 15 temmuzdan hemen 1 gün sonra S. Aydoğan, Ç. Ulusoy ve A. Demir gibi Finlandiyalı Türkleri konuşturmuş, hem darbe hem Erdoğan karşıtı söylemlerini not etmişlerdir. Aynı gün yine Tom Kankkonena adlı gazeteci “6 saatlik darbe mi yoksa iç savaşın ilk kurşunları mı?” başlıklı laubali bir yazı kaleme aldı. Başka bir YLE haberi de “Erdoğan’ın orduyla savaşı” adıyla yayınlanıp Ergenekon kumpaslarının devlet tarafından yapıldığının öne sürülmesidir. Tekrar aynı basın organı farklı bir yazısında B. Dalkılıç adlı iş adamının Türkiye Büyükelçiliği’ni Fin makamlarına ihbar edişini yayınladı. Habere göre FETÖ mensupları Türkiye’de acımasızca avlanıyor, Türkiye Büyükelçiliği ise Finlandiya’da bu gruba şantaj ve baskı yapıyor. B. Dalkılıç’ın “Hizmet Hareketi(FETÖ) terör örgütü değildir, güzel işler yapıyor” sözünü haberin ilk kısımlarında görmek de pekâlâ mümkün. YLE kanalına konuşan Fethullah Gülen, kendi ağzıyla Finlandiya’ya giden FETÖ mensuplarının neredeyse hepsinin iltica statüsüne eriştiklerini, geri çevrilmediklerini söylemişti.


Nihayetinde ülkemizin Finlandiya’yı İsveç karşısında öne çıkarma, iltimas gösterme eğilimden dolayı bu yazıyı kaleme alma gereği duyduk. Gerek İslam düşmanlığı gerek de anayasaya göre terör örgütü kabul edilen FETÖ’ye yönelik bu tutumlarından dolayı İsveç’i aratmayacak derecede tehlikeli ve Türkiye düşmanı bir ülkedir Finlandiya.


Araf nedir bilir misiniz? Arada kalma durumu değil. Katolik inancında Purgatorium da denen cennete girmeden önceki aşamadır. Allah dostu olarak ölen fakat halen tövbe etmedikleri günahları bulunan insanlar, arafın arındırıcı ateşinden geçerek ruhları temizlenir ve öylelikle cennete adım atarlar. Finlandiya’nın da bulunduğu durum araf misaliydi. Türkiye olarak 2023’te onay vermemiz doğru olmadı. Arındırıcı ateşten geçerek zamanla Türk ve İslam düşmanlığından kurtulmuş bir Finlandiya gördükten sonra onay verebilirdik. Aceleye gelmemeliydi. Rusya saldırısına karşı hızlı Finlandiya üyeliği ABD planları için küçük bir bahaneydi. Ukrayna’ya yapılan Rus askeri operasyonu NATO kuşatması için bir meşru müdafaa olup işgal olarak ele alınamaz. Ülke olarak temkinli olmamız şarttır.

Comments


bottom of page