top of page

FETÖ'nün Mormon, Protestan ve Yahudi Kökenleri

ABD’de Utah’ta yerleşkeleri bulunan Son Zaman Azizleri Kilisesi, yani bizim tabirimizle Mormonlar Türkiye’de de sık sık gündeme gelmiştir Brunson davasında CIA ile olan bağlantılarından dolayı. Protestanlık ise güçlü bir Avrupa’nın ve Papalık adlı tekli sistemin zayıflamasına sebebiyet vermiş Martin Luther tarafından kurulmuş, ardından Ulrich Zwingli, John Calvin vb. şahıslar tarafından yorumlanarak günümüze gelmiş binlerce kolu bulunan bir akımdır. Türkiye’deki kurulan cemaatlerin köklerinde hem Son Zaman Azizleri Kilisesi’nin hem de Protestan teolojisinin tezahürünü görmek pekâlâ mümkündür. FETÖ'nün olduğu gibi diğer cemaatlerin de bir üst akıl tarafından şekillendirilip Türkiye’nin gerek sosyolojik değerlerini yıkmak gerekse insanları mental olarak emperyalizme bağımlı kılmak için sunulan birer araçlar olduğu aşikârdır. Bunlarla ilgili çarpıcı örnekler ve öncelikle FETÖ’nün Batı teolojisinden ve sosyolojisinden etkilenmesiyle ilgili örnekler aşağıda verilecektir.


Mormon ve FETÖ Paralelliği


1-) Hizmet Vurgusu ve Hicret Adıyla Manipülasyon: Her Mormon genci 18 yaşına bastıktan sonra gönüllü olarak farklı bir ülkede göreve gönderilir ve o ülkenin dilini öğrenerek toplum içinde misyonerliğe başlar. Şık giyimli güzel gençlerdir bu insanlar dışarıdakileri etkileyebilmek adına. Hatta Mormonların Misyon başkanlarından M* Ç* Norveç’te ilk misyonerler ile tanıştığı yıllarda onların sakalsız olmaları, yüzlerinin gözlerinin parlamasından dolayı Mormon olduğundan bahsetmişti. Benzer şekilde FETÖ de müritlerine yurtdışına giderek yerleşme çağrısı, onların tabiriyle “Nam-ı Celil-i Muhammedi’nin Şehbal Açması” için uğraşmalarını öğütler, gidip her yerde okul yapmaları gerektiğini söyler. Bir vaazında 10 senede dünya üzerinde açılan okullarının Osmanlı’da misyonerlerin 200 yılda açamadığını ileterek insanları teşvik etmeye çalışır. Birçok genç FETÖ döneminde 300 dolar için Afrika ülkelerinden Asya'ya kadar uzanan okullar ağında görevlendirilerek CIA aparatlığı yapmışlardı.

2-) Üniversiteleşme ve Eğitim Merkezleri: Protestan hareket her ne kadar sadece İncil basımı ve dernekleşmeye odaklı olsa da FETÖ de tıpkı Mormonlar gibi eğitim üzerinden insanların zihnini uyuşturmaktaydı. Brigham Young University, Mormonlar’ın temel üniversitelerinden olup IDAHO, HAWAII, UTAH gibi eyaletlerlerde kampüsleri vardır; bunun yanında Ensign College, BYU-Pathway kurumları da 500 lokasyonda, 75 ülkede 45.000 civarı öğrencisi vardır. Tıpkı bunun gibi FETÖ de dershaneler, eğitim kurumları, üniversiteler(Örn. Fatih Üniversitesi), charter okullar aracılığıyla işleyiş gösterdi. Zira bu okullar aracılığıyla şekillenerek istihbarat teşkilatlarının kullanımına uygun hale gelmekteler. Horizon Science Academy, Magnolia Science Academy, Putnam Science Academy, Toronto Nil Academy bunlardan bazılarıdır.


1971 yılı Ramparts dergisinin bir makalesinde Mormonların CIA ve FBI için en iyi adamları çıkarttıkları not edilmiştir. 1981 yılında Associated Press de Utah Son Zaman Azizleri kilisesi’nden en çok adamın CIA’ya alındığı ifade edilmiştir. 2015 Atlas Obscura dergisi “Why Mormons Make Great FBI Recruits” isimli makalede Mormon gençlerin FBI ve CIA, Ülke Güvenlik departmanı gibi kuruluşlar tarafından çokça alındıklarını belirtmiştir. Zira ahlaki standartları yüksek olan bu çocuklar zinadan uzak durdukları gibi adeta beyinleri yıkanmışçasına obsesif bir şekilde ülkenin dilini çabucak öğrenerek Mormon Kitabını öğretme misyonuna girişirler. Alkol kullanmaz, sigara içmez, kafein dahi almazlar. Burada FETÖ üyelerinin neden açık çay içmeyi alışkanlık haline getirdiğini hisseder gibiyim. Üstelik 2 senelik misyon görevlerinde televizyon dahi izlemeden yurtlarında kendilerini görevlerine adarlar dünyanın birçok ülkesinde. FETÖ de tıpkı Mormonlar gibi gençlerini, ahlaklı, alnı secdeli, şuurlu dindarlar gibi göstererek ABD tarafından birçok ülkede kullanılmaya müsait hale getirmiştir. 1992’de Körfez Savaşlarından hemen sonra Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetimi kurulmuştu ve eğitim açığını hemen kapatmak için Fezalar Enstitüsü FETÖ tarafından 1994 yılında kurulup ABD’ye bilgi sağlayan başlıca kurumlardan biri olmuştur. 2016'da Işık Üniversite’sinin yanında 30dan fazla da okulları mevcuttu Kuzey Irak Bölgesi’nde.


FETÖ Elebaşı ve Papa
FETÖ'nün Mormon, Protestan ve Yahudi Kökenleri


3-) Mormon Kitabı ve Risale-i Nur Paralellikleri: Mormonlar için Mormon Kitab’ı Tanrı tarafından Joseph Smith’e gelen bir ilhamdır. Tevrat ve İncil ile birlikte bu kitap da kabul edilir fakat tıpkı FETÖ gibi nasıl ki Kuran’ın yüzüne bakmadan Risale-i  Nur vurgusu yapılıyorsa, Mormonlar da Mormon kitabını okurlar sadece ve eski İngilizce ile kalmasını muhafaza eder, sadeleştirmezler zira Risaleler’deki gibi sadeleştirilmesi o büyülü atmosferini yok edebilir. Mormonlar bu konuda tıpkı Risalei Nur okurları gibi kelimeleri muhafaza etmekte, "Ve Öyle Oldu Ki" manasına gelen "And It Came To Pass" kalıbı halen kullanılır. FETÖ de her ne kadar tefsirci olduğunu, üstadı olduğunu kabul etse de Said Nursi’ye yapılan yakıştırma ve atıflar Mormonların “peygamberleri” Joseph Smith’e yaptırdıkları atıfla aynıdır. Sohbetlerde Risale-i Nur’un Allah tarafından yazdırıldığı iddia edilir. Joseph Smith nasıl ki son peygamber ise Mormon teolojisinde, FETÖ için de Nursi asrın son müceddidir, gayb aleminde Peygamber ile görüşmüştür. Bu gibi ümmeti kucaklayıcı yerine bölücü teolojik akımların çoğunda Amerikan ve Batı etkisi görmek mümkündür.

4-) Yönetim Sistemi ve Hiyerarşi: Protestan teolojisinde ve diğer Hristiyan cemaatlerde din adamları, bölge yöneticileri çalışmaz kendilerini kilise görevine adarlar fakat Mormonlar’da FETÖ’deki bölge imamı gibi “Mission President” dedikleri bölge görevlileri vardır ve her şey düzenli rapor edilir. FETÖ üyeleri gibi tıpkı her ne kadar din adamlarının bütün dinlerde para alarak yaşamasına karşın, FETÖ ve Mormonlar’da profesyonel kariyer edinirler. Misyona gönderilen gençler arasında da hiyerarşi mevcuttur abi evleri gibi. Kıdemli misyoner genç yeni gelenden hiyerarşi bakımından üstün kabul edilir ve izin vermeden konuşamaz ders verirken.

5) -Mormonlar gibi FETÖ de yayılımcıdır. Eskiden nasıl ki yanımıza birileri yanaşır, "Hizmet Hareketi’ni(FETÖ) daha önce duydunuz mu?" der, sonra Risale Sohbetlerine davet ederdi, Mormonlar da benzer biçimsw 4 ders temel verdikten sonra en son derste “Are you willing to follow the prophet?” yani Utah’ta peygamber sayılan en baştaki cemaatin lideri takip etmeye hazır mısın sorusunu sorduktan sonra cevap olumlu gelirse hemen vaftizini yapar ve içine alırlar.

5-) İslam’da her ne kadar zekat harici aylık para toplama gibi, bir sisteme bağlama gibi bir durum söz konusu olmasa da FETÖ, üyelerinden %10-%20 arası aylık maaşlarının bir kısmını alır ve bunu bir bereket olarak gösterir. Belirli günlerde oruç günleri yapılır kendi aralarında, evrensel oruç tutarlar. Bu uygulama başlı başına CIA örgütlemesi olan tarikatların benimsediği bir yöntemdir din gözetmeksizin. Kore merkezli Moon tarikatı, İngiliz istihbaratı tarafından yıllarca maşa kullanılan İsmaili cemaati lider ailesi Ağa Hanlar ve nihai olarak Mormonlar hep bu sistemi kullanır. İsmaililer de her ne kadar Müslüman olarak atfetseler kendilerini Dasond denilen aylık kazançlarının %10'unu +% 2.5 zekat ödemeyen İsmaililer Jamaatkhana isimli ibadethanelerinden içeri giremez. Mormonlar da eğer ki ondalıklarını ödemeyen biri var ise önce bölge episkoposu onunla görüşür, ardından tam ödeyemiyorsa cemaat tarafından dışlanmaya başlar, ikinci sınıf görülür. Her ayın ilk Pazar’ı zorunlu oruç vardır ve arttırılan para kiliseye bağışlanmak zorundadır. Mormonlar nasıl ki yurtdışına giden ve hizmet eden misyonerleri fonlamak için ondalık toplamakta, FETÖ de hizmeti bahane ederek insanları himmet adı altıyla soydu. 2016'da itirafçı bir pilot, FETÖ üyelerinin “Fazla ailenize para gönderip şımartmayın, hizmet sizi bugünlere getirdi” gibi örgütün laflarına maruz kaldığını iletmiştir.  Yehova Şahitleri de %10 kazançlarını kesinkes vermekle beraber zorunlu hizmetlere bırakır üyelerini belirli günlerde. Amerikanın CIA fonuyla beslediği Kore'deki Hristiyan tarikatlar da aynı ondalık sistemini gözetmektedir.

6-) Her iki grup da dinlerarası diyaloga önem verir gibi gözükür, açıklamalarda bayram kutlar ve teolojilerine aykırı hareket ederler şirin gözükmek adına fakat iki grupta da bu halk tabanına hiçbir zaman inmez. Askeri okullarda veya iş sektöründe FETÖ'cü olmadığı için dışlanan o kadar insan varken dinler arası hoşgörü tamamen samimiyetsizlik ve ikiyüzlülüktür. Mormonlardan alınan bir stratejidir bu fakat insanlar Vatikan olarak bilir genelde. Su Independent dergisinde Michael Flynn tarafından yazılmış “Do non-Mormons face discrimination in southern Utah?” isimli makalede St. George Şehir Konsili üyesi  Tara Dunn’un Utah’ta Mormon olmayan biri olarak yaşamanın ne kadar zor olduğundan ve yaşadıkları baskılardan bahseder. Liselerde bile eğer ki Mormon değilseniz sizinle iletişim kurmayan, oturduğunuz masadan sırf Mormon olmadığınız için kalkan grupların olduğundan bahsetmişti yıllar önce bir Amerikan arkadaşım.

7-) İki grupta da dış görünüşe şekilciliğe önem verme, emperyalizmin aldatıcı yüzünü görmek mümkündür müritlerini prezentabl göstererek. Mormon misyonerler de her ne kadar ilk liderleri, Brigham Young, John Taylor, Wilford Woodruff, Lorenzo Snow vb. gibi, sakallı olmasına karşın düzenli olarak sakallarını keserler. FETÖ'cüler de aynı şekilde sünnette sakal bırakmanın teşvik edilmesine karşın herhangi bir mazeret göstermeden sakallarını keserler düzenli olarak. Said Nursi’nin bahanesi vardı, mahkemelere devamlı olarak çıktığı için sünnet sakalı bıraktıktan sonra mahkemelerde kesmek zorunda kalmamak için kesmiyordu fakat yıllarca devlette yapılanan, ülkeyi adeta ele geçiren FETÖ'nün müritlerine bunu tavsiye etmesinin sebebi neydi? Sakallı ve sarıklı Süleyman Hilmi Tunahan'ın yolunda gittiğini iddia eden Süleymancılar Cemaati de aynı yöntemi takip etmektedir.

8-) Ağlama Kültü: Ne İslam’da ne diğer dinlerde ağlayarak vaaz verme ve insanları manipüle etmenin kökeni de uzak doğudan ithaldir. Yanagi Sōetsu, Japon Felsefeci, tarafından ortaya atılan “Beauty of Sorrow” yani “Üzgünlüğün Güzelliği” isimli teori Korelilere “Han” kültürü ismiyle geçmiştir. 2.Dünya savaşı Japon işgalinden sonra artan Hristiyanlık akımıyla birlikte Kore’deki kültürel birtakım öğeler, ağlama kültü gibi, Hristiyan uygulamalarıyla yoğrularak Kore Kültürüne girmiştir. Onun haricinde etrafında bile herhangi bir ülke yoktur ki bu taktiği kullansın vaaz sırasında. Gülen’in de tamamen buna bağlı olarak ithal ettiği ve insanlar üzerinde kullandığı net bir şekilde gözlemlenebilir zira FETÖ'nün sık sık kullandığı "gözyaşlarının cennetin ateşlerini silmesi" tabiri de Yanagi Sōetsu’dan etkilendiğini gösteriyor. Bir ilkokul mezunun imam için fazla bilgi donanımı. Kimlerden öğrendi bunları acaba? Veya kim tarafından yönlendirildi?


FETÖ VE YAHUDİLİK

1-) 1 dolar olayının kökeni: Fethullah Gülen’in müritlerine 1 dolar dağıttığını duymuşuzdur fakat bunun kökeni hakkında biraz araştırma yapınca dünyada 1 doları bereketvari dağıtan tek bir dini liderin olduğunu görürüz: Lubavich Rebbe, diğer adıyla Menachem Moses Schnersson. Chabad Lubavich Hasidik Akımının kurucusu, Yahudiler arasında gelmiş geçmiş en popüler lider. Birçok Yahudi onun vasıtasıyla özüne dönmüş, İsrail’e yerleşmiştir. Müritlerine bereket olsun diye 1 dolar dağıtması ve onlara yeni isimler vermesiyle meşhur biridir. FETÖ, dershanelerinde kızlarla erkeklerin teneffüsünün ayrı olmasına kadar bu akımdan ithal etmiştir.


2-) Fethullah Gülen’in Mesihlik saplantısı da büyük ölçüde bu adamla paralellik göstermektedir. Bu gibi saplantılı insanlar açık şekilde söylemeseler de alttan alta Mesih olduklarının vurgusunu yaparlar. İsrail Yahudileri Ajansı New York’un 1981 yılı temsilciğini yapmış Moşe İşon, 1973 yılında Lubavich Rebbe’yi ziyaret eder ve İsrail’e ne zaman geleceğini sorar çünkü Lubavich Rebbe ısrarla hiç İsrail’e gitmemiştir hayatı boyunca ve gitmek istemez. Lubavich Rebbe’nin cevabı şudur: “Geleceğim fakat o gün çok yakın değil.” Bu yuvarlak cevap vasıtasıyla insanların akıllarında Yahudilerin tamamının İsrail’e yerleştikten sonra gelecek Mesih'in bizzat kendisi olduğuyla ilgili ufak bir kuşku yaratılacaktır ki ölümünden sonra bile birçok Chabad üyesi onun gelecek olan Mesih olduğunu düşünmektedir. Adnan Oktar’ın da “ Mehdi, kendinin Mehdi olduğunu reddeder” açıklaması da buna benzerdir. Fethullah Gülen’in de inatla Mesih'in baş harfi olan M.Fethullah Gülen şeklinde ismini kullanması, "hizmetim için Türkiye’den uzak kalıyorum" gibi ifadeler kullanması ve inatla Türkiye'ye gelmemesi, dinler arası diyalog vasıtasıyla egosunu tatmin ederek kendini bir temsilci göstermesi ve 1 dolar dağıtması tamamen ABD tarafından çıkartılan yapay bir Mesih olduğunu gösterir.


Alan Brill isimli ABD'li ünlü bir haham, “My Meeting with Hocaefendi” adlı blog yazısında FETÖ kampında kalmış ve gözlemlerini iletmiştir. Şu şekilde ki FETÖ'nün kullandığı oturma düzeninin Yahudilik’te Talmud Shiur oturma düzeniyle aynı olduğundan, tıpkı daha önce de bahsettiğimiz Lubavich Rebbe gibi yetişkinlere de şeker dağıttığından bahseder. Chabad grubu gibi FETÖ’nün de hizmet adı altında yurtdışına dağılarak organizasyonlar açmasından, bunu vurgulamasını anlatır. Bu bağlamda 16.yy hahamlarından Kabalist Isaac Luria’nın Yahudiler’in tapınaklarının yıkılıp dünyaya dağılmalarının sebebi olarak açıkladığı “Tikun Olam” yani dünyayı düzeltme ile FETÖ’nün insanlara yaptığı "Hizmet ve gereklilik için Hicret" açıklamalar arasında ciddi paralellikler mevcuttur.


Yukarıdaki bilgiler göz önünde bulunduruldukları zaman ilkokul mezunu bir imamın 80 darbesinden sonra nasıl tüm dünyaya çöreklendiğinin sosyolojik ve teolojik bağlantılarını içten görebiliyoruz, ne gibi yerlerden bağlantı aldıklarını ve bu yerlere kadar geldiklerini. Darbe sonrası Kenan Evren’e destek veren birçok cemaat vardı. Fethullah Gülen, eski arkadaşlarından olan Mehmet Kırkıncı gibi sadece Erzurum ve Doğu’ya sıkışmadı örgütüyle, bir takım üst akıllardan “her konuda” aldığı desteği ve insanların zihnini bulandırmak için kullandığı tarikat pazarlama setlerini iyi çalışarak CIA'ya hizmet ederek FETÖ oldu, ülkede yıllarca terör estirdi.

Comments


bottom of page